Uçuyor Diye Vurulan

nihayetinde herkes
kendi ölümüne benziyor

kuytusuz
peygamber sadeliğinde yürüdüm
yüzümü ısrarla eksilten sokak
olup bitenden de hiç haberim yoktu sahi
geceden
vapur korkuluğunun soğuğu inende
onlar da inmişler
yakalarında kendi karanfilleri

işte yürüdüm
ardımdan ağını örecek bir örümcek yok
ardımdan bakan herkes anlayacak
kaçıp sığındığımı
oysa topraktan beri ağlarım bu hirada
uçuyor diye vurulan
uçuyor diye vurulan
uçuyor diye
kuşlara

işte anladım
tuhaf olduğunu kabul edince
başlıyor yaşam


Ahmet Hazar Ertaç
12/18
Labirent Fanzin, Üçüncü Sayı